
Bir şehrin hafızası sadece binalarında ya da sokaklarında değil, o sokaklarda yürüyen insanlarında saklıdır. Fatsa’nın sessiz ama unutulmaz simalarından biri de hiç kuşkusuz Simitçi Haluk’tu.
Yıllarca sabahın erken saatlerinde tepsisini omzuna alıp çarşıda, sahilde, okul önlerinde dolaşan Haluk Abi, sadece simit satmazdı aslında. Gülümsemesiyle, selamıyla, hal hatır soran sıcaklığıyla adeta bu kentin ruhuna dokunurdu. Onun gelişiyle uyanırdı sabahlar. Çocuklar için bir tebessüm, esnafa bir alışkanlık, yaşlılara bir dostluktu.
Yaşlılığı ilerleyince, ömrünü geçirdiği Fatsa’dan İzmir’e taşındı. Belki artık burada değil ama adının geçtiği her cümlede gözlerimiz uzaklara dalıyor. Çünkü Simitçi Haluk, sadece bir simitçi değil; Fatsa’nın belleğinde yer etmiş, sokaklarına sıcaklık katmış bir insandı.
Onu arada bir hâlâ soran olur: “Haluk Abi ne yapıyor, iyi mi?” diye. Ve biz biliriz ki bazı insanlar şehirden ayrılsa da şehir onlardan ayrılamaz.
Simitçi Haluk şimdi uzaklarda, ama Fatsa’nın kalbinde her zaman bir yer onun için ayrıdır. Çünkü bazı insanlar, gittikten sonra bile varlıklarını hissettirmeye devam eder.
Nurcan Şanlı (Gazeteci)